türkiye’de kumar yargı yetkisi son dakika 1

1 yargı paketi taslağında neler var? Son Dakika Türkiye Haberleri NTV Haber

Bu görüşün temsilcilerinden olan Gözler’e göre; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi normlarına aykırı anayasal düzenlemeler olursa bu düzenlemeler iç hukuk bakımından geçerli olurlar. Zira iç hukuk bakımından Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine nazaran lex superior’dur. Keza Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bir kanun değerinde olduğuna göre, bu Sözleşmenin hükümlerine aykırı kanun hükümleri olursa, bu kanun hükümleri de geçerli kalır. Bunların arasında çatışma olursa, Türk mahkemeleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini ihmal edip lex posterior olan kanunu uygulamak durumundadırlar[467]. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Türkiye tarafından usûlüne göre onaylanıp yürürlüğe konulmuş bir milletlerarası andlaşmadır. Maddesine[464] göre ise, usûlüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Anayasanın sözü her ne kadar andlaşmaların kanun hükmünde olduğunu açıkça belirtse de bu konuda doktrininde tartışma  bulunmaktadır. Komisyon, şikayetleri bir ön incelemeye tabi tutarak, bunların kabuledilebilir olup olmadığını belirlerdi. Bir başvurunun kabuledilebilir bulunması halinde, Komisyon taraflar arasında dostane çözüme varılması için çaba gösterirdi. Bir çözüme ulaşılamayacak olursa, Komisyon maddi olayları ortaya koyan ve davanın esası hakkında görüşünü ifade eden bir rapor hazırlardı. Yargı organları tarafından verilen kararları denetlemek için daha yüksek dereceli mahkemeye başvurulması istemine “kanun yolu” denilmektedir[441]. Kanun yolları genel olarak itiraz ve temyizden ibarettir.

Bu kanuna göre verilecek oda veya göz hapsi cezaları üç günden iki aya kadardır. Erbaşlar hakkında asli ceza ile birlikte rütbenin geri alınması cezası da verilebilir. 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanununa tabi uzman jandarmaların mahkeme kararı ile rütbeleri geri alınabilir[243]. Maddesinde yer alan hüküm nedeniyle bu kanuna tabi uzman onbaşı ve uzman çavuşlar hakkında rütbenin geri alınması cezası tatbik olunamaz[244]. Maddesine bağlı  EK-1 cetvelde disiplin cezalarının altında bu cezaların kimlere, hangi rütbe sahipleri tarafından ve ne kadar süreyle verilebileceği açıkça düzenlenmiştir. Bu düzenlemede uzman erbaş, uzman jandarma ve erbaş ayrı disiplin süjeleri olarak belirlenmiş ve rütbenin geri alınması cezasının verilebileceği statü olarak sadece erbaşlar sayılmıştır. Bu durumda disiplin cezası olarak disiplin amirlerince uzman erbaş ve uzman jandarmalar hakkında rütbenin geri alınması cezası verilemez. (9) numaralı fıkranın birinci cümlesinde ise maddekapsamında hâkimin verdiği içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesikararına konu kişilik hakkının ihlaline ilişkin yayının başka internetadreslerinde de yayımlanması durumunda ilgili kişi tarafından Birliğe müracaatedilmesi hâlinde mevcut kararın bu adresler için de uygulanacağı hükmebağlanmıştır. Anılan fıkrada ayrıca müracaatın Birlik tarafından kabulüne karşıitirazın, kararı veren hâkimliğe yapılacağı ve internet sitesindeki yayınıntümüne yönelik erişimin engellenmesi kararlarında bu fıkra hükmününuygulanmayacağı belirtilmiştir. Söz konusu birinci cümlede yer alan “…içeriğinçıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi…” ibaresi dava konusu diğerkuralı oluşturmaktadır. İçeriğin çıkarılması işleminin uygulanabilmesi için 8.

Memurların Devlet memurluğu statüsünü düzenleyen kurallara uymamaları nedeniyle kurum düzenini bozan fiillerine “disiplin suçu”, fiillerine uygulanan idari yaptırıma ise “disiplin cezası” adı verilir. Disiplin suçu nedeniyle memur hakkında yürütülen soruşturmaya da “disiplin soruşturması” denir[333]. TSK’da çalışan Devlet memurlarının 657 SK’da düzenlenen disiplin suçlarını oluşturan fiilleri, bizzat tanık olunması, teftiş ve denetim faaliyetleri sırasında ortaya çıkarılması, şikayet, ihbar veya basın gibi çeşitli yollarla öğrenilmesi mümkündür. Öğrenilen disiplin suçunun, işlenip işlenmediği, işlenmişse işlenme yeri, zamanı, işlenme şekli gibi hususların tespit edilebilmesi ve ayrıca suçlama konusunda ilgilinin savunmasının alınabilmesi için usulüne uygun şekilde bir soruşturma yapılması gerekir. Ancak, kimi durumlarda teknik anlamda bir soruşturma yapılmadan önce de belirtilen konulara ilişkin olarak bir ön inceleme ve araştırma yapılması gerekli olabilir. Yapılan bu inceleme ve araştırma sonucuna göre soruşturma açıp açmamaya karar verilir[332]. Maddesi uyarınca, disiplin amirleri tarafından rütbeli ve Devlet memurlarına verilen cezalar, cezanın kısaca sebep ve mahiyeti, ceza görenin kimliği ve cezasının uygulanma tarihi ile nihayet iki gün içinde bir derece üst amire yazı ile bildirilir. Sicil esas kayıt defterine geçilir ve dosyasına konulur. Maddesinde, Askeri Yargıtay’da görev yapan başkan ve üyelerin disiplin suçlarında karar verecek olan yüksek disiplin kurulunun, Askeri Yargıtay Başkanı, Başsavcısı, İkinci Başkanı ve daire başkanlarından oluşacağı düzenlenmiştir.

Adil yargılanma hakkının birinci şartı, yargılamanın bir “mahkeme” tarafından yapılmasıdır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, içinde hakim sınıfından olmayan üyeler bulunsa da, Anayasada “yargı” bölümünde düzenlenmiş olup  bir “yargısal rol” ifa etmekte ve bir “adli fonksiyona” sahip bulunmaktadır. Diğer bir ifadeyle belli bir usûl izleyerek ve hukuk kurallarına dayanarak kararlar vermektedir. Kararları idare tarafından yerine getirilmek zorundadır (1602 SK m.63)[683]. Bu haliyle AYİM’nin “mahkeme olma” koşulunu sağladığında tereddüt bulunmamaktadır. AYİM’in  kararları  (dairelerin  ve  daireler  kurulunun)  kesparibahis  ve  kesin  hükmün  bütün  sonuçlarını  doğurur. Bu  kararlar  aleyhine  ancak  kararın  düzeltilmesi (m.66)  ve  yargılamanın  iadesi (m.64-65)  yollarına  başvurulabilir(m.63/1). Yargılamanın iadesi ve kararın düzeltilmesi istekleri, esas kararı vermiş olan Dairede veya Daireler Kurulunda karara bağlanır(m.67/1). AYİM,  görev  alanına  giren  konularda  menfaatleri  ihlal  edilenler  tarafından  açılacak  iptal  davalarını  ve  hakları  ihlal  edilenler  tarafından  açılacak  tam  yargı  davalarını  doğrudan  doğruya  ve  kesin  olarak  karara  bağlar. AYİM’in  verdiği  kararlar  verildiği  andan  itibaren  kesindir(AYİM  m.21/1).

  • Maddesinde idari işlemlerekarşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden başlayacağı açıkbir şekilde belirtilmiştir.
  • Davacı vekili, konunun Anayasa’nın 90/son maddesi yönünden irdelemeye muhtaç olduğunu, anılan maddede geçen “yasa” teriminin anayasayı da kapsayıp kapsamadığının yorumlanması gerektiğini ileri sürmüştür.

Savaş hallerindeki öldürme eylemleri de bu kapsamdadır. Ancak sözleşmeye göre öldürme ancak başka çare kalmamışsa meşru sayılabilir. Halen ülkemizde yoğun bir şekilde terörle mücadele eden TSK’nın görevi bu sınırlamalar içerisinde kalmaktadır. Maddesinde Sözleşmede düzenlenen temel hak ve özgürlüklerin ancak ilgili maddelerde belirtilen amaçlar için sınırlanabileceği belirtilmiş ve her maddede bu hak ve özgürlüklerin hangi durumlarda ve ne şekilde sınırlanabileceği düzenlenmiştir. Paragrafta hak ve özgürlükler, ikinci paragrafta ise bunların sınırlandırılma koşulları düzenlenmiştir. AİHS sisteminde önemli olan birinci paragraflardaki kapsamı değil, ikinci paragraftaki sınırlamalardır. Yani Devletin bu hak ve özgürlüğe yaptığı müdahelenin AİHS’e uygunluğu sorunudur. Bu amaçla AİHM, kendisine gelen davalara uygulamak üzere, 50 yıldır oluşturduğu içtihatlarla bazı ölçütler belirlemiştir. Bu ölçütler,  Sınırlamanın bir kanun ile düzenlenmiş olması gerekir. Sınırlama demokratik bir toplum için gerekli olmalıdır. AİHS’nin usulüne göre yürürlüğe girmiş temel hak ve özgürlüklere ilişkin bir uluslararası sözleşme olduğu açıktır.

Siz Bölük ve yoklama ile ilgilenmediğiz için yapıyorum. Fıkrasıyla tanınan İstisnaya uygun olarak 1602 sayılı AYİM Kanununun 21. Maddesinde düzenlenen yargı bağışıklığından dolayı inceleme kabiliyeti bulunmayan disiplin cezalarına karşı iptal ve tam yargı davası açılamayacağı hususu tartışılmaz. Maddesinde Cumhuriyetin niteliklerinden olduğu kabul edilen “Hukuk Devleti” ilkesinin en başta gelen teminatının bağımsız yargı denetimi olduğu aşikardır. Devletin yaptığı düzenlemelerle haksız bir edinim sağlaması ve kişilerin haksızlığa uğratması kabul edilemez…”[805] ve “ …Hukuk devletinin başlıca amacı, kamu gücü karşısında kişinin hak ve özgürlüklerini korumaktır. … Hukuk devletinde yönetimin tüm eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğu zorunludur. Bu nedenle hukuk devletinin vazgeçilmez koşullarından birisi, idarenin yargısal denetimidir.

Leave a Reply